Kayıtlar

Ocak, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ANADOLUDA UNUTULMUŞ BİR İLÇEYDİ YÜREĞIM SEÇİMDEN SEÇİME HATIRLANAN

İnsan  bazen dönüp bakar maziye. Kâh hayıflanır, kâh güler kendi kendine. Bir çocuk çağırır bazen çocukluğuna, çocukluğunda unutmak istediği ne varsa tutuşturarak avuçlarına. Yedi yaşındaydım, daha yolum başında, Çocuklar yeni unutmaya başlamışlardı çamurdan dünyalar yaratmayı çatlamış elleriyle asvalt kokulu sokaklarda. Adamlar gökten yağan sarı kağıtlara Mübtela. Ve kadınlar , komşunun ağzıyla başka bir komşunun etini yeme telaşında öğle gezmelerinde o ara. Yedi yaşındaydım, daha yolun başında, Bir solukta bitirdiğim uykularım, uçsuz bucaksız düşlerim vardı. Yedi yaşındaydım, daha yolun başında, kimsesizliğimi bulduğum zaman yanımda, tabi ki oyundan arttığı kadarıyla. Çocukluğum, Kimsesizliğimden artakalan yanım, Gözümden dökemediğim, Dile vuramadığım, Sahibi olmadığım suçların hamisi sayıldığım, Kum tanelerinin gammazlığına rağmen çarşamba çayının suyunda yıkadığım, Naylon bir muşamba rahatsızlığında uyanışım. Yedi yaşım.

AH-U ZAR ETMEK BOŞUNA

Ah-u zar etmek boşuna, bilmiyorum kaç zamandır böyleyim...... Onbeş, onsekiz, belki daha az, belki daha fazla.. Zaman, en kahpesinden düşmanın; en zehirlisi,en yırtıcısı hayvanat silsilesinin. mekanların anlamı yok . Yok sokakların, caddelerin  anlamı. Bir ışık halesi evim, bir ziya cümbüşü. Eşim ve çocuklarım tek Gönül dinginliğim, Tek sığınağım....... Tek sığınağım; yalancı bakışlardan, riyakar sözlerden, sahte dostlardan, Demiştim ya bilmiyorum kaç zamandır böyleyim?  Bilmiyorum kaç zamandır yalancı bakışlar? Kaç zamandır riyakar sözler? Ve kaç zamandır sahte dostluklar? Baksam yazmaz mı ansiklopediler? Yalvarsam yakarsam dile gelmez mi evrenin tüm kamusları? Yapılmış bütün büyüleri denesem çözemem mi bu girift,  bir okadar da keşmekeş, kokuşmuş köhne bilmeceyi? Yorgunum....yorgun! Kaybetbeye ramak kala, ne olur tut elimden. Aşk ile haşreyle beni, nurunda kaybolayım. Öyle yak ki beni; kor olayım,köz olayım ,kül olup savrulayım. Sonra hiçliğimde uyanıp, abdal olayı

YÜRÜDÜM

" Rhône " insanların yüzleri kadar bulanık, insanların yüzleri kadar hırçın akmakta. Yüzünde bir şilepin izleri, üstünde başka yüzler görmekten yorgun... Saatler günün mahremi, karanlığın efendisi geceye boyamakta şehri.  Sokak lambalarının ışıkları cılız, kırılgan. Dışararıda ahmak ıslatan.  Dilimde eski bir şarkı. ismi neydi? Kim söylüyordu? Yürüdüm m aziye yaslanarak, bu günümden yarınıma. Yürüdüm.. Zamansız, mekansız, yolsuz yürüdüm. Tunçtan tanrılara, siretsiz sûretlere,  yürek istilalarına, postala, siyasete rağmen yürüdüm. Sehir bana yürüdü, ben sana yürüdüm.