8 MART
Yıldızlı bir gecenin sonuydu. Yeni doğan güne sensiz dokundum o sabah, Yokluğundan artakalan ne varsa koyarak yüreğime, bilmeden yaş olup dolacağını gözlerime. Sen: doğurgan bir acıya savurdun beni. Yoksun! Ayaza çalar evim. Sokaklarda acılarını gezdiren insanlar, Asma altı,havuz yanı... Yoksun! Anam yarı baygın, ağlamaklı. İçimde gürültülü iç çekişler. Musallaya düştü yüzüm. Dilimde yorgun, ağıta dönememiş, geceden artakalma sözcükler. Kefenlenmiş bir sabahı çağırır minareler. Acıyan yanım, gözümün nuru, önce yokluğun acıttı beni; öğle namazı vakti, kahve-soda, koltuktaki boşluk.... Sonra yokluğuna alışmak.