Kayıtlar

Şubat, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ADEMDEN ÂDEM'E, ÂDEM'DEN ADEME

Günün zemherini bir bir yontarken saatin tiktakları, bırak dil-i zâr, onlar gül kokulu odalarda, hoş sohbetlerde eritsinler zamanı. Dünya eğlencelik değil, bunu çok geç anladım. Her insan kendini tüketir, tükettiğini zannettiği günün ardından, Ve insan Ademden Âdem'e, Âdem'den ademe yolculuğunun farkındalığı ile yaşamıyorsa yenilmiştir çoktan.

KAHVERENGİ BUGÜN GÖZLERİN NEDEN?

Yüreğinin sağrısında biriktirdiklerini, sümen altında yalın bir acıyı emziriyor gibi çoğaltan kadın, sana benzemek kadar sana benziyordu. Yüzünde telaş, daha çok yenilmişlik. Dudaklarında rivayet geçmiş zaman bir tebessüm, ismini söylediği her şey gibi aslında, Bilindik. Güneş yanığı, rüzgâr değmesine benzer bir yaşanmışlık. Kahverengi bugün gözlerin, neden? Gözlerinde her sabah su almaya giden kızlar yok. Eşiğine oturmuş çocuklar,  kapıda ki dut ağacı, yeni sağılmış süt gibi hayat.. Sahi... Güneşin sarısı, denizin mavisi... Ben neredeyim?